İSLAMİ BİLGİLER
  SIKÇA SORULAN SORULAR
 

 
Allah'a iman ne demektir?

Allâh a iman, Allâh’ın varlığına, birliğine, ezeli ve ebedi olduğuna, yani varlığının bir başlangıcı ve sonunun bulunmadığına, eşinin, benzerinin, ortağının, çocuğunun olmadığına; varlığı kendinden olup varlığı için bir başka şeye muhtaç olmadığına, yaratılmış olan şeylerden hiç birine benzemediğine, dolayısıyla düşündüklerimizden ve hayalimize gelen şeylerin hepsinden başka olduğuna; her şeyi bildiğine, her şeyi gördüğüne, her şeyi işittiğine, duyduğuna, her şeye gücünün yettiğine, her şeyi yaratan olduğuna.. kısacası, her türlü eksiklikten uzak olduğuna yürekten, tereddütsüz bir şekilde inanmaktır. Ergenlik çağına ulaşmış her akıl sahibinin, Allâh'a bu şekilde inanması farzdır.

 

 

Tevekkül nedir?

Sözlükte dayanmak, güvenmek, vekil tutmak anlamlarına gelen tevekkül, terim olarak; hedefe ulaşmak için gerekli olan maddi ve manevi sebeplerin hepsine başvurduktan ve yapacak başka bir şey kalmadıktan sonra Allah’a dayanıp güvenmek ve ondan ötesini Allah'a bırakmak demektir.

Tevekkül, Müslümanların kadere olan inançlarının tabii bir sonucudur. Tevekkül eden kişi Allah’a kayıtsız şartsız teslim olmuş kişidir. Tevekkül etmek, tembellik ve miskinlik demek olmadığı gibi, çalışma ve ilerlemeye mani de değildir. Tevekkül, çalışıp, çabalamak, çalışıp çabalarken Allah'ın bizimle olduğunu hatırdan çıkarmamak ve sonucu Allah'a bırakmaktır. Kur'an'da, “Çalışanların ücreti ne güzeldir. Onlar ki sabrederler ve Rablerine tevekkül ederler.” buyurulmaktadır (Ankebut 29/58-59).

 

Ecel nedir?Ömür uzar yada kısalır mı?

Ecel, kelime olarak mutlak vakit, bir şeyin müddeti veya bir şeyin müddetinin sonu demektir. Dinî bir terim olarak ecel, insan ömrünün sonu anlamına gelmektedir. Ecel hayatın son bulması ve ölümün gerçekleştiği zamandır. Bu anlamı ile her canlı için tek bir ecel vardır. Bu ecel Allâh'ın kaza ve takdiriyle olup, asla değişmez. Belirlenen ecel, vaktinden ne önce gelebilir ne de o vakitten sonraya kalabilir. Bu hususla ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyrulmaktadır.

"…Her milletin bir eceli vardır. Onların eceli geldi mi, ne bir an geri kalabilirler, ne de öne geçebilirler." (Yunus 10/49); "Allah, eceli geldiğinde hiçbir kimseyi asla ertelemez. Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır." (Münâfikûn 63/11).

 

 

Rızık nedir?

Sözlükte azık, yenilen, içilen ve faydalanılan şey anlamına gelen rızk, terim olarak, Yüce Allâh'ın, canlılara yiyip içmek ve yararlanmak için verdiği her şey demektir. Buna göre rızk, helal olabileceği gibi, haram da olabilir.

Rızk konusunda benimsenen temel prensipler şunlardır:

  1. Rızkı yaratan ve veren ancak Allâh'dır. Kur'an'da, "Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allâh'a ait olmasın..." (Hud 11/6) buyurulmaktadır. Başka bir ayette de Allah'ın, dilediğine bol rızk verip, dilediğinin rızkını daralttığı ifade edilmektedir (Şûra 42/12). Kul, Allâh'ın evrende geçerli tabii kanunlarını gözeterek çalışır, çabalar, sebeplere sarılır ve rızkı kazanmak için tercihlerde bulunur. Allâh da onun bu tercihine ve çabasına göre rızkını yaratır. Allâh'ın yegane rızk veren olması, tembellik yapmayı, çalışmamayı, yanlış bir tevekkül anlayışına sahip olmayı gerektirmez.

  2. Haram olan şey de, rızk kapsamındadır. Fakat Allâh'ın haram olan rızkı, kulun kazanmasına rızası yoktur. Kur'an'da, "Artık Allâh'ın size helal ve temiz olarak verdiği rızklardan yeyin..." (Nahl 16/114) buyurularak, helal yenilmesi emredilmiş, haram yasaklanmıştır.

  3. Herkes kendi rızkını yer; hiç kimse başkasının rızkını yiyemez.

 Şirk ile Küfür arasında ne fark vardır?

Küfür Hz. Peygamber’in Allâh’tan getirdiği kesinlikle sabit olan dini esaslardan bir veya bir kaçını inkar etmek demektir. Şirk ise Allâh Teâlâ’nın varlığını kabul etmekle birlikte, ilahlığında, isim, sıfat ve fiillerinde eşi ve ortağı olduğuna inanmak, yahut Allah ile birlikte başka bir varlığı ya da varlıklara ibadet etmektir.

Şirk ile küfür birbirine yakın iki kavramdır. Aralarındaki fark, küfrün daha genel, şirkin ise daha özel olmasıdır. Bu anlamda her şirk küfürdür, fakat her küfür şirk değildir. Şirk Allâh’a, zat, isim ve sıfatlarına ortak tanıma sonucu meydana gelir. Küfür ise, küfür olduğu bilinen bir takım inançların kabulü ile gerçekleşir.

 

Büyük günah işleyen kişinin iman açısından durumu nedir?

İslâmî esaslara eksiksiz olarak inandığı halde, çeşitli sebeplerle, şirk, küfür ve münafıklık dışındaki büyük günahlardan birini işleyen kimse, işlediği günahı helal saymıyorsa mümindir. Fakat büyük günah işlediği için ceza görecektir. Ancak bu kimse için tövbe kapısı açıktır. Yüce Allâh böyle bir kimseyi ahirette dilerse affeder, dilerse günahı ölçüsünde cezalandırır. Cezasını çektikten sonra cennete girer.

 

 

Şefaat nedir?

Sözlükte bir başkasını desteklemek üzere ona katılmak, yardımcı olmak ve aracılık yapmak gibi manalara gelen şefaat, dinî bir terim olarak, ahirette günahkar müminlerin affedilmesi, günahı olmayanların daha yüksek derecelere erişmeleri için peygamberlerin ya da Allah’ın izin vereceği özel kişilerin, Allah’a yalvarmaları, dua etmeleri ve günahlarının bağışlanmasını istemeleri demektir. Allah’ın izni olmadan bir kimsenin şefaat etmesi veya Allah’ın razı olmadığı birine şefaatte bulunması mümkün değildir. “O’nun izni olmaksızın hiç kimse şefaatçi olamaz” (Yunus 10/3), “Onlar Allah’ın razı olduğu kimselerden başkasına şefaatçi olmazlar” (Enbiya 21/28). Kafir, müşrik ve münafıklar için şefaat söz konusu değildir. “Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez.” (Müddessir, 74/48; En’an 6/51) Hz. Peygamber bir hadislerinde ümmetinin günahkârlarına şefaat edeceğini haber vermiştir (Tirmizî, Kıyamet 11, İbni Mace, Zühd, 37).

Hz. Peygamber’in bir de genel ve kapsamlı bir şefaati olacaktır. Mahşerde bütün insanlar heyecan ve ıstırap içinde bulundukları bir sırada bunların hesaplarının bir an önce görülmesi için Hz. Peygamber'den şefaat dileyeceklerdir. Buna “şefaat-i uzma” (büyük şefaat) adı verilir. Hz. Peygamber'in bu anlamdaki şefaat yetkisi Kur’an’da “Makam-ı Mahmud” (övülen makam) adıyla anılır.

 

 

 İman artar yada eksilir mi?

İman inanılması gereken hususlar açısından artmaz ve eksilmez. Bir kimse, iman esaslarının tümünü kabul edip de, bir ya da birkaçına inanmazsa, iman etmiş sayılmaz. Bu durumda, iman gerçekleşmediğinden, artması ve eksilmesi söz konusu değildir. Ancak güçlü ve zayıf olmak açısından farklılık gösterir; kiminin imanı kuvvetli, kiminin zayıftır.

İmanda bu çeşit farklılığın bulunduğuna Kur'an-ı Kerim'de işaret edilmiştir: “Herhangi bir sure indirildiğinde, içlerinden (alaylı bir şekilde) 'bu hanginizin imanını artırdı?' diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sure onların imanını artırmıştır.” (Tevbe 9/124); “O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir.” (Fetih 48/4); “Allah'ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların (mü'minlerin) imanlarını artırır.” (Enfal 8/2)

Kabir ziyareti nasıl yapılır ölülerden yardım istenebilir mi?

Kabir Ziyareti; erkek ve kadın Müslümanlar için menduptur. Nitekim Hz. Peygamber, ölüm ve ahretin hatırlanması için kabir ziyaretlerini tavsiye etmiş, “Kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü kabirleri ziyaret, size ahireti hatırlatır” buyurmuştur (İbn Mâce, Cenâiz, 47). Kabirlerin haftada bir gün, özellikle Cuma veya Cumartesi günleri, ayrıca arefe ve bayram günleri ziyaret edilmesi iyidir. Zira Hz. Peygamber'in genellikle bu günlerde kabir ziyaretinde bulunduğuna dair rivayetler bulunmaktadır. Kabirleri ziyaret eden kimse, kıbleye veya ölülerin yüzüne karşı dönerek “es-Selâmu aleyküm yâ ehle kubûr. Ve innâ inşâallahu biküm le-lâhikûn” (Ey kabir halkı! Allâh’ın selâmı üzerinize olsun. İnşaallah biz de size (bir gün) kavuşacağız.) diyerek selamlar.

Kabir ziyaretinde bulunan, sevabını ölülere bağışlamak üzere Kur’an-ı Kerim okur, onlar ve kendisi için duada bulunur. Kabir ziyaretinde, mezar taşlarına el – yüz sürülmez, kabirler çiğnenmez, üzerine oturulmaz ve yatılmaz. Ayrıca kabirlere karşı namaz kılınmaz ve ölülere adakta bulunulmaz. Ziyaret esnasında ölülerden medet beklemek, kabirlerin etrafında dolaşmak, mum yakmak gibi bidat ve hurafelerden uzak durulmalıdır

 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol