Dünya çapında başarılı bir sultân olan “Timur
Hân”a, sordular bir gün:
- Bu başarınızı neye borçlusunuz?
Bir karıncaya borçluyum!
dedi.
Ve şöyle izah etti:
Gençliğimde bir savaşa girdik ve yenildik.
Ordumuz perîşan oldu. Herbirimiz bir tarafa dağıldık. Moralim sıfırdı.
Bir duvar dibinde çöküp kaldım.
Perîşandım.
Ne yapacağımı düşünüyordum ki, Bir “Karınca” ilişti gözüme.
Ağzında koca bir “Buğday tanesi”yle duvara tırmanıyor, ama başaramıyordu.
Yarı yola kadar çıkıyor, aşağı düşüyordu.
Tekrar tırmanıyor, yine düşüyordu.
Ama hiç yılmıyordu.
Merak edip saydım.
Tam “Yetmiş defa” tırmandı.
Hepsinde de aşağı yuvarlandı.
Ne “Azim” vardı onda.
Çok “Sabırlı” ve “Kararlıydı”
Nitekim başardı sonunda.
Kendi kendime;
- Karınca kadar da olamaz mıyım? dedim.
O günden sonra, yılmadım hiçbir işte.
Âlimler’e sorarak başladım her işe. Onların duâsını aldım.
Rabbim’e dayandım. O’na güvendim.
Azimle çalıştım
ve başardım.
Tabii “Allah”ın yardımıyla.